8 Mayıs 2015 Cuma

ÖYKÜ YARIŞMASINDA BİR ÜSTÜN BAŞARI DAHA

              Beşiktaş BİLSEM ÖYG grubu ögrencisi arkadaşımız Elif Naz Kurt, YARATICI ÇOCUKLAR DERNEĞİ'nin DOĞAN EGMONT Yayıncılık iş birliği ile bu yıl 7.sini düzenlediği "GELECEGİN YAZARLARI" adlı öykü yarışmasında "Çocuklar İçindir" adlı öyküsü ile 2. oldu. Elif Naz, geçen yıl aynı yarışmada mansiyon ödülü almıştı.  Arkadaşımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

            Yarışmada dereceye giren öyküler kitap olarak basılacaktır.

Ayrıntılı bilgi için:

http://www.yaraticicocuklardernegi.org/yarismalar/12-yarismalar/19-gelecegin-yazarlari-oyku-yarismasi


4 Mayıs 2015 Pazartesi

Cemil Kavukçu’dan Altın Öneriler...

"Öykü yazmanın tek bir sırrı vardır: Olabildiğince iyi öyküler
okumak. Öğrenmek istediğimiz her şey onların içinde vardır.”



Öykünün gizine giden yol, ‘bakmak’tan ‘görmek’e geçmekle
başlar. Günlük yaşamda birçok kez gördüğümüz, duyduğumuz
halde önemsemediğimiz, belki de farkına varmadan geçip
gittiğimiz küçük ayrıntılarla bir öyküde karşılaştığımızda hazine
sandığının anahtarını bulmuş gibi oluruz. Yazar çok iyi bildiğimiz
bir şeyden söz ediyordur. Bu, bizde bir sahicilik duygusu
uyandırmasını ve ona inanmamızı sağlar. Öyle ki, yazılanların
kurgu olduğunu bildiğimiz halde, gerçekmiş gibi algılarız. Bunun
sırrı da, yazarın ayrıntı seçimindeki titizliğidir. Seçilen ayrıntılar,
öykünün odağındaki etkiyi pekiştiren, onun güçlenmesine
hizmet eden yan unsurlardır. Bakmaktan görmeye geçen yazar,
bunu okurundan da bekler. Yaşama dair bu küçük ayrıntılarla
ne büyük işler yapılabileceğini gösterir bize.
Bir makale, köşe yazısı, eleştiri, inceleme ya da kompozisyon
okuduğumuzda, yazarın seçtiği konu hakkında bilgilenir ya da
belleğimizi tazeleriz. Ama gözümüzün önünde bir görüntü
oluşmaz. İyi bir öyküyü okuduğumuzda ise bilgilenmez,
belleğimizi tazelemez ama bambaşka bir âleme girer ve orada
yaşamaya başlarız. Sözcüklerle betimlenenleri görür, sesleri ve
kokuları duyarız. Romanlarda olduğunun tersine, kesin bir
sonuca bağlanmayan öyküyü bitirdiğimizde –aslında yazar
bitirdiğinde– biz onu sürdürürüz. Öykünün son cümlesi çok
önemlidir. Bizi, başka bir öyküye başlayamayacak kadar sımsıkı
kuşatmalı, oturduğumuz yerde kalakalmalıyız. İlk cümle de son
cümle kadar önemlidir. Bilinmeyen yerlere doğru başlayacak
yolculuğun biletidir o cümle. Bizi hemen kavramazsa ikinci,
belki üçüncü cümleyi de okuruz, ama öyküyü sonuna dek
sürdüremeyebiliriz. Çünkü öykü okuru, roman okuru
kadar sabırlı değildir.
Öykü yazmanın tek bir sırrı vardır: Olabildiğince iyi öyküler
okumak. Öğrenmek istediğimiz her şey onların içinde vardır.”


Cemil Kavukçu’nun “Öykü Öykü” adlı yazısının tamamı:
http://gunisigikitapligi.com/usta-oykucuden-genc-oykuculere/


Alıntı yapılan web sayfası: http://gunisigikitapligi.com/wp-content/uploads/2014/09/ZCY-15-BROSUR.pdf