Çocukların yetişkinler ile eşit olarak söz ve oy hakkının bulunduğu bir kongre düzenleniyor: 1. TÜRKİYE ÇOCUK VE MEDYA KONGRESİ. Sen de düşüncelerinle, çeşitli çalışmalarınla bu kongreye katkıda bulunabilir, alınacak kararlara yön verebilir, geleceğinizle ilgili yapılacak planlamalarda yer alabilirsin.
Aşağıdaki bağlantı adresinde arkadaşlarının hazırladığı afişler, yaptığı çizimler yer alıyor:
http://www.cocukvemedyahareketi.org/tr/cocukhttp://www.cocukvemedyahareketi.org/tr/cocuk
ÇOCUK
VE MEDYA HAREKETİ
ÇOCUK
BROŞÜRÜ METNİ
Çocuk
ve Medya Hareketi
Hepimiz boş vakitlerimizde televizyon
izliyor ya da internete giriyoruz. Hem
televizyonda hem de internette pek çok şey görüyoruz. Aslında gördüğümüz her şey biz izleyelim diye
yapılmıyor. Bazen bunu unutup bizi
ilgilendirmeyen şeyleri de izleyebiliyoruz. O programları, dizileri ya da
internet sitelerini hazırlayan insanlar da biz çocukların o görüntüleri
izleyeceğini unutuyor. Sonunda ortaya bizim için çok da uygun olmayan yayınlar
çıkıyor. Biz de bundan kötü
etkilenebiliyoruz ya da yeterince faydalanamıyoruz.
İşte
Çocuk ve Medya Hareketi bunun için başladı. Televizyonu, dergileri, interneti
bizlere daha uygun ve yararlı bir hale getirmek için...
Tabi bunu başarabilmek için hem biz
çocuklara hem de büyüklere pek çok görev düşüyor. Ama hep birlikte çalışma
konusunda kararlıyız. Mesela büyükler bu konuda daha hassas olmaları
gerektiğini öğreniyorlar. Bizim de televizyon izlediğimizi, internete
girdiğimizi düşünerek yayın yapmayı öğreniyorlar. Ama bize de pek çok görev
düşüyor. Mesela bizim için yapılmamış bir diziyi izlemek yerine, bizim için
yazılmış bir kitabı okumak çok daha iyi. Çünkü biz okudukça daha çok
bilgileniriz. Daha çok bilgilendikçe her şeyi daha rahat anlarız. Böylece
televizyon izlerken de, internete girerken de, oyun oynarken de daha çok
eğleniriz. Böylece bizim için her şey çok daha güzel olur.
Medya
Nedir?
Önüm arkam, sağım, solum medya.
Sobelenmemek mümkün değil!
Medya hayatımızın her anında ve her
alanında yer alır. Medya denilince aklımıza öncelikle televizyon, gazete ve
radyo gibi kitle iletişim araçları gelir. Oysa medya kavramı çok daha
kapsamlıdır. Örneğin;
·
Ellerimizi yıkadığımız sıvı sabunun kabı,
·
Tuttuğumuz futbol takımının armasının basılı olduğu çay
kupası,
·
Beğendiğimiz müzik grubunun fotoğrafının yer aldığı tişört,
·
En sevdiğimiz çikolataların ambalajı,
·
İlgiyle okuduğumuz hikâye kitabı,
·
Soluksuz oynadığımız bilgisayar oyunu,
·
TV’deki çizgi filmler, yarışma programları ve reklâmlar
Bunların tümü bilgilendirmek,
eğlendirmek veya ikna etmek gibi çeşitli amaçlarla oluşturulan medyalardır. Medya olarak
tarif ettiğimiz bu ortamlar ilgimizi çekmek için sözü, yazıyı, görüntüyü ya da
hepsini bir arada etkileyici bir dille kullanırlar.
Medya
Çocuklardan Ne İstiyor?
Öncelikle şunu unutmamamız gerekir. Medya
mesajları çoğunlukla ticari bir kaygıyla oluşturulur ve temel amacı para
kazanmaktır!
Medya kuruluşlarının üç amacı vardır.
Bunlardan ilki ikna etmektir. Hayatını sürdürebilmesi için para kazanması bir
zorunluluktur. Bu yüzden izleyicilerini ikna etmeyi hedefleyen mesajlara yer
verirler. Bu mesajlara, reklamlar diyebiliriz. Medya kuruluşları reklamlar
sayesine çalışanlarının (muhabir vs) maaşlarını ve diğer giderleri
ödeyebilirler. Çizgi filmleri ve diğer çocuk programlarını izlerken neden
yetişkinlerin değil de biz çocukların ilgisini çekecek reklamlar yayınlanıyor?
Hiç düşündünüz mü?
Medyanın ikinci amacı ise
eğlendirmektir. Ne kadar izleyici kitlesi varsa gelirleri o kadar artar. Daha
fazla izleyici demek, daha fazla reklam geliri demektir. Ticari firmalar
ürünleri satabilmek için daha fazla alıcıya ürünlerini tanıtmak isterler. Bu
amaçla da medya kuruluşlarına reklam karşılığı ücret öderler. İzleyicisi çok olan bir programda
yayınlanacak reklamı daha fazla kişi izleyeceği için medya kuruluşuna ödenecek
reklam ücreti de o kadar fazla olur. Bu nedenle izleyicinin ilgisini çekecek,
onları eğlendirecek programlara yer verirler. Çizgi film izlerken neden
babanızın ilgisini çekebilecek bir gömlek reklamı ya da annenizin merakını
uyandıracak bir parfüm reklamı çıkmıyor. Bunların yerine neden sizlerin
ilgisini çekebilecek yiyecek veya oyuncak reklamları çıkıyor? Bunu hiç
düşündünüz mü?
Medyanın bir diğer, üçüncü ve son amacı
ise bilgilendirmektir. Medya kuruluşları yaşadığımız bölgede, ülkemizde ya da
dünyada neler olduğu ile ilgili güncel bilgileri bizlere ulaştırır. Bizler
gündemi, medya sayesinde takip edebiliriz. Kar yağışı nedeniyle okulların tatil
olduğunu, ders kitaplarının ücretsiz dağıtılacağını, anne ve babamızın
maaşlarının arttığını vb hepsini medya sayesinde öğreniriz. Medyanın
bilgilendirme amacı için şu iki soru üzerinde dikkatle düşünelim:
·
Medya olmasaydı bunca bilgiye nasıl ulaşabilirdik?
·
Ulaştığımız bu
bilgilerin doğru olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Şunu unutmayalım; medya mesajları
çoğunlukla ticari bir kaygıyla oluşturulmuştur ve temel amacı para kazanmaktır!
Neden
Çocuklar Medyaya Karşı Dikkatli Olmalılar?
İnternet büyük kolaylık, bir bakmışsınız tek tuşla
ihtiyaç duyduğunuz tüm bilgiler karşınızda. Ancak bu durum her zaman böyle
olmayabiliyor. Örneğin “Oyuncak Tarihi” tarihi
konulu ödeviniz için İnternetten araştırma yapıyorsunuz. Arama motoruna Oyuncak
Tarihi yazdınız ve ara dediniz Anında
buldu! Tam 3 milyon 610 bin sonuç çıktı karşınıza. Hepsine bakmanız ne kadar
zamanınızı alır? Önce hangisine bakmalı,
nereden başlamalısınız? Sırasıyla sayfalara bakmaya başladığınızı düşünün;
·
Bunca bilgi yığınını nasıl inceleyeceksiniz?
·
Bunların içerisinden ilgili olanları nasıl ayırt edeceksiniz?
·
İlgili olduğunu düşündüğünüz bilgilerin doğru ve güvenilir
olduğundan nasıl emin olacaksınız?
MEDYA OKURYAZARI değilseniz bu soruları cevaplamanız
oldukça güçtür! Burada bazı küçük ipuçları var:
·
Aradığınız konuyu tırnak içerisinde “Oyuncak Tarihi” şeklinde
yazdınız ve sonuç sayısının bir anda 3 milyondan 600’e kadar kadar düştüğünü
göreceksiniz.
·
Site alan adı uzantılarına dikkat ettiğinizde ve arama seçeneklerini
sınırlandırdığınızda konunuzla ilgili bilgiye ulaşmanız daha kolay hale
gelecektir.
Bunun
gibi medya karşısında dikkatli olmamızı gerektiren birçok sebep vardır. Şunları
da bir düşünelim;
·
Reklamlar size bir
ürünün en düşük fiyatından söz edebilir, fakat başka yerlerde aynı ürünü daha
ucuza bulabilirsiniz,
·
Bir broşür
tanıttığı ilacın sizi hızla zayıflatacağını iddia edebilir ama bahsetmediği
ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir,
·
Bir dizi, size
tarihi bir karakter hakkında bilgiler verebilir
ama bu bilgiler tarihi gerçeklerle örtüşmeyebilir,
·
Sosyal medyada
karşılaştığınız bir kişi size yaşıtınız olduğunu ve sizinle arkadaş olmak
istediğini söyleyebilir fakat gerçekte bu kişi kötü amaçlı yetişkin biri
olabilir!
Tüm
bunların doğru olup olmadığına nasıl karar vereceğiz? Gerçekten medya
karşısında dikkatli olmamız gerekiyor. Bu ve daha fazla sorunun cevabı medya
okuryazarlığında gizlidir.
Medyanın
Zararlı Etkilerinden Nasıl Korunursunuz?
Şu düşünceyi peşinen ifade etmek gerekir:
medya aslında hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Ve bugünkü
gelişmişliğimiz başta olmak üzere bizim için birçok yararının olduğunu da inkâr
edemeyiz.
Medyanın fırsatlarından bilinçli olarak
yararlanmanızı sağlamak ve risklerine karşı da hazırlıklı olmak için yapılacak
birçok şey var:
·
Anne ve babalarımız bilinçli bir şekilde medya karşısında
bizlerle birlikte hareket edebilirler.
·
Öğretmenlerimiz, bizlerin aktif birer medya okuryazarı
olmamız için her zaman yanımızda olabilirler.
·
Medya kuruluşları da bu çabamızda bizleri yalnız bırakmayıp
onlar da yaptıkları kaliteli yayınlarla bize destek olabilirler.
·
Çocuk ve Medya Hareketi’nde büyüklerimiz bizlerle
birlikte hareket edebilirler.
Sorunun
Değil Çözümün Bir Parçası Olun!
Büyüklerimiz bizim çabamız olmadan Çocuk
ve Medya Hareketi’nde başarılı olunamayacağını düşünüyorlar. Bizler
yetişkinlere göre çok daha hızlı ve başarılı bir şekilde cep telefonlarımızdan
mesajlar gönderebiliyor, bilgisayarlarımızdan e-posta atabiliyor ve İnternette
aradığımız bilgiye kolayca ulaşabiliyoruz. Bizler ‘ekran kuşağıyız’,
büyüklerimiz ise dijital dünyaya sonradan göç eden yabancılar.
Medya araçlarını çok iyi kullanabilmemiz
bizim açımızdan iyi ama yeterli değildir. Bu araçların içeriğini eleştirel
bir gözle değerlendirebilmemiz de gerekiyor. Bunun yolu da medya okuryazarı
bir birey ve medya okuryazarı bir toplum olmaktan geçiyor. Bu nedenle hep birlikte hareket etmeliyiz.
Medya okuryazarı bir toplum olmamız için
birbirimizin desteğine ihtiyacımız var!
Medya Okuryazarlığı Nedir?
Medya okuryazarlığını kısaca medyanın diliyle okuyup
yazabilme becerisi olarak tanımlayabiliriz.
Dört tane alt beceriden oluşmaktadır:
1. Erişim Becerisi: İhtiyaç duyduğumuz bilgiyi
kitap, gazete, radyo, televizyon, reklam panosu ya da İnternet gibi farklı
medyalardan elde edebilmemiz.
2. Analiz Becerisi: Elde ettiğimiz bu bilgilerin
içerisindeki doğruları, yanlışları, fazlalıkları, eksiklikleri ve ihtiyacımız
olanları belirleyebilmemiz için bunları çözümlememiz.
3. Değerlendirme Becerisi: Yine elde
ettiğimiz bilginin uygunluğu, doğruluğu ve güvenilirliği gibi konularda bir
karara varabilmek için değerlendirmeler yapabilmemiz.
4.
Üretim Becerisi: Son olarak da
kendimizi etkili bir şekilde ifade edebilmek için kendi mesajlarımızı kendimizin
üretebilmesi ve yayabilmesidir.
Bir medya okuryazarı olarak medyaya sorular sorarız. Okuduğumuz her
haberi, dinlediğimiz her reklamı ve izlediğimiz her programı eleştirel bir
gözle sorgularız. İster bir broşür, ister bir e-posta, isterse bir şarkı
olsun tüm medya mesajlarına aşağıdakilere benzer sorular sorarız:
·
Bu mesaj kim ya da kimler tarafından üretilmiştir?
·
Herkes bu mesajı bizim anladığımız gibi mi anlıyor?
·
Bu mesaj kimler için hazırlanmıştır ve neyi
amaçlamaktadır?
·
Söz edilenlerin ne kadarı gerçekten, ne kadarı görüşten
oluşmaktadır?
·
Bu mesajın bakış açısı nedir?
·
Bizi etkilemek için hangi teknikler kullanılmaktadır?
Unutmayalım! Medya okuryazarlığı yaşadığımız çağın
en önemli becerilerinden birisidir. Bir günde, bir haftada ya da bir yılda
öğrenilecek bir beceri değildir medya okuryazarlığı; hayat boyu geliştirilecek
bir beceridir!
Çoklu
Okuryazarlık Nedir?
Eskiden kil tabletler varmış, artık tablet bilgisayarlar
var. Eskiden kitaplarda yalnızca yazı ve
görseller vardı. Artık basılı kitaplar
dışında e-kitaplar var. E-kitaplarda
hikayeyi sesli olarak dinleyebiliriyoruz. Ses efektleri ve videolar
bulabiliyoruz. Yaşadığımız bu çağa ‘ekran kuşağı’ çağı bir başka deyişle
dijital çağ diyoruz. Günümüz vatandaşı
artık çok boyutlu bir dünyada yaşıyor ve bu dünyada yaşayabilmesinin
gerektirdiği beceriler de çok boyutlu. Artık geleneksel okuryazarlığın yanında başka
okuryazarlıklara da sahip olmamız gerekiyor. Dijital çağ;
·
Medya okuryazarlığını; TV, gazete ve İnternet gibi medya
araçlarını kullanmayı, istediği bilgileri elde etmelerini, analiz etmelerini ve
değerlendirmeleri ve kendi düşüncelerini yine bu araçlarla ifade etmelerini
gerektirir;
·
Teknoloji okuryazarlığını; bilgisayar, cep telefonu, tablet
bilgisayarlar gibi teknolojileri kullanabilmelerini gerektirir;
·
Bilgi okuryazarlığını; bilginin deposu olmayı değil
kullanıcısı, üreticisi ve dağıtıcısı
olmayı gerektirir.
·
Görsel okuryazarlığı; sadece ses ve yazıları değil
görüntülerin doğrudan veya dolaylı olarak verdiği mesajları okuyabilmeyi ve
daha birçok okuryazarlığı öğrenmeyi gerektirir.
Özetle her dönemin gereksinimlerine göre
okuryazarlığın anlamı değişmektedir. Medya okuryazarlığı bulunduğumuz çağın
gereksinimlerine göre okuryazarlığın girdiği kılıklardan biridir.
Okumak
Her Şeye İyi Gelir!
Medya okuryazarlığının ve çoklu
okuryazarlıkların önemini kabul ediyoruz. Fakat geleneksel okuryazarlığın değerinin
hiçbir zaman azalmayacağına da inanıyoruz. Çünkü düşünce dünyamızın sınırlarını
genişletmenin en önemli aracı okumaktır.
Okumak aynı zamanda hayal etmektir. TV
size bir uçurtmanın görüntüsünü verir ve izleyen herkes aynı uçurtmayı görür ve
aynı uçurtmayı hatırlar. Ama kitaplar sizin bu uçurtmayı hayal dünyanızda
baştan yaratmanızı sağlar. TV’deki uçurtma herkesindir, ama okuduğunuz
kitaptaki uçurtma yalnızca size aittir. Çünkü okuyan herkes kendi uçurtmasını
kendi hayalinde baştan yaratır.
Okumanızı; düşünce dünyanızın, hayal
âleminizin sınırlarını olabildiğince genişletmenizi istiyoruz. Bunun yolu
elbette gece gündüz okumaktan geçmiyor. Bir okur olarak sizin de haklarınız
var. Daniel Pennac, Roman Gibi adlı eserinde okur haklarını şöyle sıralıyor:
·
Okumama hakkı
·
Sayfa atlama hakkı
·
Bir kitabı bitirmeme hakkı
·
Tekrar okuma hakkı
·
Canının istediğini okuma hakkı
·
Bovarizm (kendini kitabın kahramanın yerine koyma) hakkı
·
Canının istediği yerde okuma hakkı
·
Çöplenme (kitabın herhangi bir yerinden istediği kadar
okuma) hakkı
·
Yüksek sesle okuma hakkı
·
Susma Hakkı
İlginizi çekmeyen bir kitabı okumayın!
Çok sevdiğiniz kitapları defalarca
okuyun!
Canınızın istediği kitabı istediğiniz
yerde okuyun!
Düşünce ve hayal dünyanızın sınırlarını
genişletmek için okuyun! İstediğiniz kitabı, istediğiniz yerde, istediğiniz
zaman ve istediğiniz kadar…
Biz Çocuklar da Bireyiz ve Haklarımızı Talep Etmeliyiz.
Çocuk olarak bizler de bireyiz ve her
bireyin olduğu gibi bizlerin de hakları var. Medya karşısında hem bir medya
okuru olarak hem de medya yazarı olarak çeşitli haklarımız bulunuyor. Medya
okuru olarak;
·
İster bir büyük şehir isterse bir köy olsun; nerede
yaşarsak yaşayalım medyaya ulaşmak istiyoruz,
·
Çocuk haklarına duyarlı bir medya talep ediyoruz,
·
Medyada daha fazla yer almayı talep ediyoruz,
·
Bizlerle ilgili daha fazla nitelikli yayının
olmasını talep ediyoruz,
·
Şiddet içerikli yayınlar izlemek istemiyoruz,
·
Haber malzemesi olarak ya da reklam aracı
kullanılmak istemiyoruz; yani duygusal ve fiziksel istismara uğramak
istemiyoruz,
·
Mahremiyetimize, özel hayatımıza saygı duyulmasını
istiyoruz!
Medya yazarı olarak ise;
·
Kendimizi özgürce ifade edebilmek istiyoruz,
·
İfade özgürlüğümüzün beraberinde sorumluluklar
getirdiğini de biliyoruz,
·
Etik ve saygı çerçevesinde kendimizi ifade etmemizin
öneminin farkındayız,
·
Kendimizi ifade edebilmek için medyayı etkili bir
şekilde kullanabilmemiz gerekiyor. Bu konuda iyi eğitilmek istiyoruz.
Ne
Kadar Özgürlük, O Kadar Sorumluluk!
İnternette eğlenceli ve bilgilendirici
birçok bilgi, uygulama, video vb. içeriğe ulaşabiliriz. Bunları başkalarıyla
paylaşabilir ve arkadaşlarımızla bu ortamlarda görüşebiliriz.
Tüm bunlar İnternetin sağladığı avantaj
ve özgürlüklerden sadece birkaçıdır. Fakat İnternet bize sadece özgürlük
sağlamaz. Bu özgürlük beraberinde sorumluluk da getirir. Gerçek hayatta
yapılması, söylenmesi uygun görülmeyen şeyler sanal dünya için de geçerlidir.
Gerçek ismimiz yerine takma isim (Kullanıcı adı/Nick Name) kullanmamız bizi
sorumluluktan kurtarmaz. Dolayısıyla İnternet ortamında yazdığımız yorumlardan,
paylaştığımız fotoğraf, video vb. içerik bizim sorumluluğumuzdadır. Hem etik
hem de hukuki açıdan sorumlu olduğumuzun
bilincinde olmalıyız!
Siz
de Çocuk ve Medya Hareketi’ne Katılın!
Büyüklerimiz diyor ki;
Yaşadığımız
dijital çağda medya bağımlısı değil, medya okuryazarı bir toplum olmayı
hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için yolculuğa sizinle başlıyoruz.
Sizi önemsediğimiz gibi çabalarınızı ve katkılarınızı da çok önemsiyoruz.
Sizinle birlikte bu hedefi başarabileceğimize inanıyoruz!
Biz sizi çok seviyoruz ve bizim gibi
yaşamanızı değil bizden çok daha güzel koşullarda yaşamanızı istiyoruz! Tüm
istediğimiz bu ve bütün çabalarımız bunun için!
Bizimle birlikte Çocuk ve Medya
Hareketini başlatın!
Çocuk
ve Medya Hareketi Bizim Hareketimiz. Herkesi Davet Edelim!
Çocuk ve Medya Hareketi kardeşlerimizle,
arkadaşlarımızla kısacası büyük küçük tüm çocuklarla ilgili. Bu yüzden bizim hareketimiz!
Ama
bu hareketin başarıya ulaşabilmesi için herkese görev düşüyor. Bu yüzden
büyük küçük herkesi bize katılmaya çağıralım. Mesela arkadaşlarımıza okuduğumuz
bu kitapçığı verelim. Onlara da aynı bizim yaptığımız gibi bu kitabı
okumalarını söyleyelim. Eğer onlar da okur, sonra başka arkadaşlarına verirse,
bir kitaptan bir sürü çocuk yararlanır. Bir sürü arkadaşımız bizim gibi
bilinçlenir.
Büyükleri de elimizden geldiğince
uyaralım. Haberi olmayan büyüklere de Çocuk ve Medya Hareketi’ni anladığımız
kadarıyla anlatalım. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu hatırlatalım.
Onlara hatırlatırken bir şeyi de asla
unutmayalım: Evet biz küçük olabiliriz ama bizim de aklımız var. Bizim de
haklarımız var. Sağlıklı bir şekilde büyümek de en önemli haklarımızdan biri. Bu
hakkımıza büyük küçük herkes saygı duymak zorunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder