24 Eylül 2013 Salı

BORA’NIN DÜŞLERİ

     
      Soğuk bir kış gecesiydi. Bora camın önünde oturmuş yıldızları izliyordu. Birden kendisini uzun bir koridorda buldu. Koridorda yürümeye başladı. Ancak bu koridorda birçok kapı vardı. Bora  bu kapıların hepsini tek tek açtı. Her açılan kapı farklı bir zamana açılıyordu. Çünkü bu koridor aslında bir zaman makinesinin koridoruydu. En son açtığı kapılar ise 100-150 yıl sonraki zamanlara aitti.

      Burada insanlar ışınlanarak geziyor, birbirlerinin fikirlerini okuyabiliyordu. Giysileri ve yüzleri pullarla kaplıydı. Yemek istedikleri şeyleri ise sadece hayal ederek yiyebiliyorlardı.
Şehirdeki ışıklar, bakılamayacak kadar parlak, binalar yüzlerce kat ve havada uçuyordu. Şehirlerin dışında kalan her yer ise çöldü. Ormanlar ve denizler yok olmuştu.

      Bora bu ilginç yaşam içinde bir an kendisine baktığında çok yaşlanmış olduğunu fark etti ve zaman makinesi en büyük hayali olsa bile buradan hemen kendi zamanına dönmek istedi. Bunun için ne yapacağını düşünürken ilk aklına gelen, koridordan geçerken gördüğü zaman makinesinin yöneticisiydi. Hemen onun yanına koşarak makinenin nasıl kullanılacağını öğren meye çalışıyordu ki, çalar saatin alarmı ile uyandı. Oraya nasıl geldiğini hatırlamasa bile, kendisini hâlâ 8 yaşında ve sıcacık yatağında bulduğu için çok sevinmişti. O şimdi sabırsızlıkla rüyasının gerçekleşeceği günleri bekliyor.
                                                                                                        

                                                                                                      Bora KALAFAT

                                                                                                  BEŞİKTAŞ BİLSEM 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder